Ekonomi

“BaCI Konferansı” İstanbul’da başladı

6. Temel Klinik ve Multimodal Görüntüleme (BaCI) Konferansı Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Kampüsü’nde başladı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre konferans, birçok ülkeden alanında uzman katılımcıları bir araya getirdi.

Konferans, EEG ve Klinik Sinirbilim Derneği (ECNS), Uluslararası Psikiyatride Nörogörüntüleme Derneği (ISNIP), Uluslararası Fonksiyonel Kaynak Görüntüleme Derneği (ISFSI), Uluslararası Beyin Elektromanyetik Topografisi Derneği (ISBET), Üsküdar Üniversitesi Terapötik Beyin ile gerçekleştirildi. Haritalama Derneği. Psikiyatri ve Nöroteknoloji Derneği işbirliğiyle düzenlendi.

Sinir bilimi ile bilgisayar bilimi sentezinin tartışıldığı konferansta, yapay zeka ve beyindeki ağın birlikte çalışması, beyin ve bilgisayar arayüzünün yazılması, bilgisayardaki bilgilerin beyne aktarılması ve beyindeki bilgilerin beyine aktarılması konuları ele alındı. beyinden bilgisayara geçiş tartışıldı.

Dr. Maheen Adamson, Prof. Dr. Pinhans Dannon ve Prof. Dr. Martijn Arns gibi isimler sunumlarında beyin haritalamanın hastalıkların tanı ve tedavisindeki katkısına ilişkin güncel gelişmeleri ve çalışmaları farklı açılardan ele aldı.

“Bulmaca gibi kapalı bir kutu olan beyni açtık”

Açıklamada etkinlikteki konuşmasına yer verilen Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. BaCI toplantılarının bir yıl ABD’de, bir yıl da Avrupa Birliği ülkelerinde yapıldığını hatırlatan Nevzat Tarhan, “Bu yıl Avrupa’nın adını Üsküdar Üniversitesi olarak ülkemizde ağırlıyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye gibi bilimde ev sahibi ve öncü bir konferans. Konferansın 100. yılı.” Yarısından fazlası Kanada, Amerika, Almanya, Çin, İtalya ve Hollanda’dan olmak üzere 1.000’in üzerinde katılımcı var. Hepsi kendi alanlarında uzmanlaşmış olup, çalışmaları ve yayınları bulunmaktadır. Bu programda kapalı bir kutu olan beyni bir yapboz gibi açtık. Nasıl çalıştığını ve sinyal akışını ölçtük. ” dedi.

Konferansta konuşulan konulara ilişkin detaylı bilgi veren Tarhan, şunları söyledi:

“Beynin hangi bölgesi ile hangi bölgesi arasında iletişim eksikliği olduğunda hangi hastalığın ortaya çıktığına dair bilimsel veriler toplanıp yayınlanıyor. Daha sonra ticarileşip cihazların üretildiği bir noktaya geliyor. Mesela biz orta yüz beyin bilgisayarının üretimine çok yakın. Sadece hayvan deneylerinde değil insanlarda da örnekleri var.” Katılımcılara kuş, bebek ve insan seslerini dinletiyorlar.

Bu sesleri dinleyenlerin beyin sinyalleri kaydediliyor. Daha sonra bireylere yalnızca sinyaller oynatılır. Bireyler, sinyalleri yüzde 80 oranında bebek, kuş ve insan sesi olarak ayırt edebiliyor. Bu, bilgisayarın beyindeki sinyallerle konuştuğu anlamına gelir. Kongre farmakogenetik, sinir bilimi ve bilgisayar bilimlerinin bir arada tartışıldığı bir kongre oldu. Genetik burada değerlidir. Hastalığın teşhisinde vücut dokularını tanıyan mikro RNA’lar bulunmaktadır. Bunların ölçülmesi, hastalıkların belirlenmesi, tedavi planının oluşturulması, hedefe yönelik ilaçların üretilmesi gibi çalışmalar da burada tartışılacak.”

“Her organımızın beyinde bir karşılığı vardır”

Nevzat Tarhan, Alzheimer, alkolizm, şizofreni, otizm ve bipolar bozukluk gibi hastalıklara ilişkin önemli bir veri birikiminin olduğuna dikkat çekerek, bu verilere göre beyindeki hedef genlerin ölçülebildiğini ve yapay zekanın hastalığı teşhis edebildiğini belirtti. Birikmiş verilere göre.

“Dolayısıyla bilimin yeni alanı beyindir.” Tarhan, beyinle ilgili yeni keşifler yapılması halinde yeni tedavilerin ortaya çıkacağını belirtti.

Tarhan, beyinde her organın bir karşılığının bulunduğunu, beyindeki tepki bozulduğunda organların bozulduğunu vurgulayarak, daha önce yurt dışında yapılan farmakogenetik tanımlamaların artık Üsküdar Üniversitesi bünyesinde kurulan laboratuvarda yapılabildiğini kaydetti.

Tarhan, farmakogenetik kimlikle hastaya hangi ilacı vereceklerini daha kesin olarak belirleyebileceklerine dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Bunun iki ayağı var, birincisi ilaç duyarlılığını ve zehirlenmeyi önlemek, yan etkileri önlemek ve aşırı dozdan kaçınmak için gerçek ilacı gerçek kişiye doğru zamanda vermek için kullanılan bir yöntem olan farmakogenetik. İkinci ayak. İkinci ayak Farmakodinamiktir. Burada şizofreni için risk gruplarını belirliyoruz. Antidepresan “İlaçların o kişiyi etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin genetik yanıtı tahmin ediyoruz. Geç cevap veren veya kötü cevap veren genetik yapı bulunursa ilaçları yüksek dozda veriyoruz veya ilacı değiştiriyoruz.”

Tarhan, nörokuantolojiden sonra zamanın dışında madde göreliliğinin olduğunu, artık rahatlıkla “duvarın arkasına” geçebileceklerini, madde mesafesi diye bir şeyin olmadığını vurgulayarak, “Çünkü her şeyin güç olduğu anlaşıldı. Güç olduğuna göre element diye bir şey de yoktur. Element dediğiniz şey yalnızca kuvvetin gücüdür.” Form. Eğer o formu geçebilirseniz elementi rahatlıkla görüp arkasına geçebileceksiniz. Bunun kanıtları bulundu. Sonraki keşiflerin ise elementin ışık hızında hareket ettiği yönünde olacağı düşünülüyor. Bunun ticarileştirilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor. Artık tedavide nörokuantolojiyi kullanacağız. Beyindeki hasarlı bölgeleri tespit etmek için ilaç kullanabiliriz. “Asıl önemli olan beyindeki hasarlı bölgeyi tedavi etmek, ilaç verip beyefendinin tamamını etkilemek değil.” görüşlerini dile getirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu